Club5050 | Club100 | The Diary Game Better Life 3.Season

Günaydın arkadaşlar,
Bomba gibi başlıyoruz yine yeni bir gün, maksimum enerji, pozitif bir başlangıç...

Sabah gökyüzü manzarasıyla başlayalım muhabbetimize.. Şu gökyüzünün sabahları ve akşamları büründüğü o kızıl renge hayran kalıyorum her defasında.. Çok hoşuma gidiyor.. Güneşin bize gönderdiği ışık beyaz ışıktan oluşuyor ve içinde aslına tüm temel renkleri barındırıyor. ve gördüğümüz diğer milyonlarca renk bu renklerin yansımasından oluşuyor. Bu farklı renklere ışığın spekturumu da diyebiliriz aslında.. Renkleri Gökyüzünde de sabah ve akşamları gördüğümüz kırmızı manzara, gündüzleri gördüğümüz mavi manzara veya yağmur yağdığında gördüğümüz o gökkuşağı aslında hep atmosfere giren ışığın kırılmasıyla ilgili mevzular.. Bu mükemmel bir işleyişte olan fizik kanunlarının keşfi yapılmış olması güzel, bu kanunların arkasındaki gücü görebilmek daha güzel.. Bazen arkadaşlar bu gücü direk kanunlara veriyor, tartışmaya giriyoruz sonra..

özetle
Kanun iş yapmaz. Kanunla iş yaptırılır
Bikaç örnekle bu konuyu kapatıp postuma devam ediyorum.
Mesela desemki ağaçtan bir yaprak düştü, onu yere düşüren ne? Çoğumuz derizki yer çekimi.. xxxxx malesef yanlış cevap. Yaprak yer çekimiyle düşmez, yerçekimiyle düşürülür. Yağmur yağmaz, yağdırılır. Güneş doğmaz doğdurulur, batırılır. Yıldızlar sönmez, söndürülür. Ateş yakmaz, yaktırılır. Makro evrende olduğu gibi mikro evrende de aynı durum geçerli olup, kanunun iş yaptığınıdüşünen arkadaşlara farklı bir bakış açısı olsun..

İşyerine girmeden duvardaki başka bir sanatsal faaliyete rast geldim :) "Burada umutlar kelebeğin ömrü kadar" yazmış vatandaş. Çok karamsar olmuş çünkü umut bittiği an insan da biter. Umudu kesmek yok, ümitvar olmak tercihimiz herzaman. Şunu da ekleyelim. Birilerinin yaşamına dokunabiliyorsan şu hayatta, birilerinin hafızasında kalabiliyorsan, öldükten sonra dahi seni hatırlayan birileri varsa, işte ölümsüzlük bu olsa gerek.. Kelebeğin ömrü diyerek kısıtlamamak gerek ki zaten onlarda çok kısa yaşamıyorlar..

Ofise geldikten sonra ne içsem diye düşünürken kırmızı meyve çayını gördüm çekmecenin arkasında. Bunlarda boya oluyor ama neydek bu devirde neyin doğalı kaldı ki. İnsan bile doğallıktan çıktı herkes şekilden şekile giriyor. Ketılımızda su kaynatıp en sevdiğim karizma siyah kupamda içeceğimi hazırladım. Masama geçtim.

Geçen ayın yangın ve güvenlik dergisi yeni geldi. bir ay gecikmeli geliyor bu :) ama nternet sitesinden güncelini de takip edebiliyoz, çok ta önemli bi mevzu değil yani. yangın önemli de derginin geç gelmesi önemsiz..
Dergiye göz gezdirirken içindn fuar davetiyesi de çıktı. 14- 17 ekim arasında isaf ve imex fuarı vardı. onun davetiyesi. bu olmadan da girişte kayıt yaptırıp girebiliyorsunuz bu daçok önemli bişey değil. Geçen sene varmıydı hatırlamıyorum belki pandemiden dolayı yapılmamış olabilir. Bu sene giderim diye düşünüyorum. Hafta sonu en azından 2-3 saat ayırıp şöyle bi piyasa kontrolü yapmak güzel olur. Teknolojiden kopmayalım değil mi. Yer İstanbul Fuar Merkezinde. Farklılık olsun diye isteyenler gidebilir. Hep deniz, orman, park bahçe, avm gezecek değiliz dimi :)

Neyse ben noktalayayım yoksa bu muhabbetin sonu gelmez. Daha akşama kadar çizilecek bi proje var, tüm gün gözler ekranda olacak zaten.. Masa başı çalışanlara da oturuş pozisyonunuzu iyi ayarlayın, bel boyun kol bacak ağrıları yaşamayın diyerek sohbetimizi noktalayalım😊
😇Haydi hayırlı günler, hayırlı cumalar, selametle..😇