Sinema Klasikleri - 7 Samuray

samurai-2258604_1920.jpg

Japon yönetmen Akira Kurosawa'nın 1954 yılında çektiği 7 Samuray filmi, sinema tarihinin seyirciler üzerinde en derin izler bırakan filmlerinden biri olsa gerektir.

Filmi bunca etkileyici ve unutulmaz kılan ne tek başına 3 saati aşan süresidir, ne müthiş oyunculukları, ne de insanın içine işleyen müzikleridir. Filmi asıl etkileyici kılan verdiği o eşsiz gerçeklik hissidir. Filmin ilk bölümünde köylüler öylesine doğal bir görüntü çizerler ki bir belgeselde gerçek köylüleri seyrediyormuş hissine kapılırsınız. Oysa elbette ne belgesel söz konusudur, ne de gerçek köylüler. Yönetmenlik becerisiyle oyunculuk kalitesinin müthiş bir birleşimi sergilenmektedir.

7 Samuray 16. yüzyıl Japonya'sında, pirinçlerini çalarak onları açlığın sınırına sürükleyen haydutlarla mücadele etmeye karar veren yoksul köylülerin hikayesini anlatır. Filmin başında, hasadın hemen ardından atlar üzerinde gelip köyü basarak mahsulü çalan haydutları görürüz. Giriş sahnesi seyirciyi filme odaklar; haydutların mutlak gücünü ve köylülerin çaresizliğini idrak ederek dikkat kesiliriz.

Köylüler açlık tehlikesiyle baş etmek için geleneklerinde olmayan bir şeyi, haydutlarla kavga etmeyi düşünmeye başlarlar. Daha doğrusu köyden bir genç bu düşünceyi ileri sürer, diğer köylüler ona gülerler. Bir süre kendi aralarında tartıştıktan sonra köyün gözleri görmeyen yaşlı bilgesine danışmaya karar verirler. Köyün bilgesi sorunlarını dinlediği köylülere, köyü savunmak için samuray kiralamalarını salık verir.

Köylülerin samuray kiralaması görülmüş şey değildir, samuraylar zengin feodal beylere hizmet edegelmişlerdir, nitekim utana sıkına kendileri için çalışmayı teklif ettikleri samurayların bir kısmı bu teklifi hakaret sayıp köylülere saldırır, bir kısmı ise sadece gülüp geçer. Ancak şehirde çok sayıda işsiz samuray vardır, köylüleri harekete geçiren açlık riski samuraylardan birkaçının ikna edilmesine yardımcı olur.

Daha sonra film haydutlarla, köylüler ve samurayların cengine dönüşür. Bu süreçte köylülerin gündelik yaşamları, küçük çıkar hesapları, fedakarlıkları, korkaklıkları gözler önüne serilir. Filmde karakterlerdeki değişimler özellikle keyif verir, karakterlerin hikayeleri kısacık zamanlarda müthiş bir başarıyla anlatılır.

Gerçekçi bir destan havasında geçen filmin her karesinin özenle çekildiği bellidir; özellikle savaş sahneleri büyük bir seyir zevki verir.

Filmin en etkileyici yanı, yazımın başında da belirttiğim gibi, insana bir film seyrediyormuş değil de, gerçek insanları gözlemliyormuş izlenimi vermesidir. Acımasız gerçekçiliği ile 7 Samuray Yılmaz Güney'in Sürü, Yol, Duvar gibi son dönem filmlerini hatırlatır.

Filmin ağır atmosferini Kikuchiyo karakterinin yaptığı muziplikler ve çocuklarla oynadığı oyunlar bir nebze dağıtır, bu sevimli karakteri izlerken insan kendisini gülümsemekten alıkoyamaz. Kikuchiyo'nun köylülerle ilgili yaptığı analiz sosyologlara taş çıkartacak cinstendir. Köylülerin kendilerini acz içinde gösteren, güvenilmez, yalancı işbirlikçiler olduğunu söyler.

Filmde Kurosawa doğayı karakterin içinde girdikleri ruh hallerini yansıtmak için çok iyi kullanır. Karakterlerin umutsuz olduğu veya karmaşanın hakim olduğu sahnelerde şiddetli bir yağmur yağar. İki gencin ilk aşk deneyimini yaşadığı sahnede kırlarda çiçekleri rüzgarda savrulurken görürüz.

Filmin elde ettiği büyük ticari başarı sonucunda Hollywood tarafından aynı senaryoyla The Magnificent Seven isimli western filmi yapılmıştır. Filmin senaryosu Star Wars serisine de genel anlamda ilham kaynağı olmuştur. Star Wars The Clone Wars isimli çizgi dizide bu etki iyice belirgindir.

Sadece geniş bir sinema izleyici kitlesinin beğenisini kazandığı için değil,başka filmlere hiç benzemediği için kanımca kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.

Filmin fragmanı:

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
14 Comments