''Izm'' serisi başlıyor: Hedonizm

Haftalık belli konulardan bahsetmeye karar verip kendime bir program çıkardım. Bu yazıları haftanın aynı günlerinde düzenli olarak yayınlayacağım. Seçtiğim konulardan birisi de ''izmler''. İzm konusuna bir çok akımı katabiliriz. Bunlar hem bilgi birikimimizi arttıracak hem de farkında olmadığımız alışkanlıklarımızın bilimde, felsefede veya sosyolojideki yerini görebilmemizi sağlayacaktır. Serinin ilk incelemesi Hedonizm ile başlatıyorum.

Hedonizm en basit anlatımıyla yaşam amacının haz almak olduğunu bize gösteren bir akımdır. Bu görüş din felsefesi ile taban tabana zıttır. Din felsefesi insanın haz duygularına karşı dirayetli olmasını öğütler. Ölümden sonraki yaşamda haz duygularını en yüksek seviyede yaşayacağımızı söyler. Hedonizm ise tanrı vergisi haz duygusunun tamamen kullanılmasını öğütler. Bu perspektiften bakınca hedonizm bir konuda eleştrilir. İnsan bir hazzı tattığı zaman bir daha o hazza yönelmek istemez. Hevesi kaçar, sıradan gelir ve bir süre sonra ondan bıkar. Hemen hemen her zevki tatmış bir insan da boşluğa düşer ve tükenmeye başlar. Bununla birlikte her haz alınan şeyin yapılması mübah olduğundan evrensel ahlak yasasının olmadığı da söylenir. Halbu ki hedonizm bilgi ile bir araya gelmediği zaman içi boş bir görüştür. Sadece maddi hazlar tatmaktansa din felsefesinin öngördüğü hazlar da insanın yaşamına renk katabilir. Örneğin bir düşküne yardım etmek tanrı adına değil de insanın kendini iyi hissetmesi yani hazzı adına da yapılabilir. Bu bağlamda hedonizmin evrensel ahlak yasası olmadığı görüşü de yanılgıya düşmektedir. Çünkü hedonist temsilcilerde Aristippos, iyi veya kötünün haz duygusu ile ayırt edilebilceğini söyler. Örnek vermek gerekirse düşkün bir insana zarar vermek dünya üzerindeki çoğu insan için rahatsız edici bir durumdur. Hedonist görüşe göre bu durum 'kötü' olarak algılanır. Çünkü haz duygusuna hizmet etmez. Fakat düşkün bir insana yardım etmek haz duygusunu tatmin edebileceğinden dolayı 'iyi' bir davranış olarak kabul edilebilir. Bu bağlamda baktığımız zaman aslında hedonizmin de kendi içinde bir ahlak yasası vardır.

Bir çok düşünüre göre deistlerin (tanrıya inanan fakat dinlere inanmayanlar) büyük kısmı Hedonisttir. Onlar din felsefesine inanmadığından her türlü hazzı tatmaktadırlar. Fakat aynı zamanda her canlının tanrıdan geldiğine inandıklarından onlara zarar vermek yerine yardım etmekte ve manevi anlamda da hazlarını tatmin etmektedirler. Sevgili okurlar, sizler için bu dünyanın hazları ne olursa olsun tamamen tadılmalı mıdır ? Mutluluğa ulaşmanın yolu bu hazları tatmaktan mı geçer ? Cevabınız evet ise siz de bir hedonistsiniz. Şimdi dışarı çıkıp tüm hazları tatmaya bakabilirsiniz. Bir dahaki yazımda bu yazıda geçen Deizm kavramından bahsedeceğim. Esenle kalın efenim...

H2
H3
H4
3 columns
2 columns
1 column
2 Comments